(43. Dakika – 1.08 Arası )

Haydi devam edelim! Tüm yazıyı hızlıca tamamlayıp, sinema evrenine küçük bir gönül hizmeti yapmak amacımız. Hem biçim hem de içerik olarak, Tarkovski’nin film üzerinden kurduğu dinamik yapıyı ayrıntılı bir şekilde inceliyoruz. İtiraf etmek gerekirse; Tarkovski filmlerini ön yargısız bir gözle izlemek gerçekten çok derin tatmin duyguları oluşturabilir bilinç üzerinde…

Tarkovksi ismini kullanıp methiyeler düzmek en olası karizma puanıdır her devirde, her yaratılan için. Çünkü hem manevi yaklaşım sergilemek babında, hem de görsel yeti- bilinç kombinasyonun uygulanması konusunda eline su dökmek hayli zordur bu adamın.

İsmini duymayan, duyup da filmlerini izlemeyen, filmlerini izleyip de yazılarını okumayan, yazılarını okuyup da film teoriği üzerine çalışmayan, teoriden sonra pratiğe adım atmayan ve ne yazık ki manevi anlamda bir gelişim peşinde koşmayan- Tarkovski’yi kendinde bulamayan- objektif- insan- yönetmen- sanatçı- kamera göz; bu yolun yolcusu olamaz, istese de olamaz. Bu yol biraz sırrın, tekrarlanan pişmanlığın, hüzün ve doğal getirisi gözyaşının yoludur çünkü…

Evet. Kafa çatlattıktan sonra… 43. dakikadan devam ediyoruz.

Çok kişinin gözünden kaçan bir noktayı görmekte yarar var. Sizce şu diyalog filmde rastgele söylenebilecek bir söz müdür:

  • Siz de bize şaka yapmaya çalıştınız, ha bay Postacı?
  • Şakadan şakaya fark vardır Doktor! (Duktoor, telaffuz ile vurgu var.)

Posta: Mail: Nebe: Peyam kökence bir alınacak olursa burada bir olağanüstü- us dışı- beş birimsiz algılamanın dışında bir olay baz alınarak, bir elçinin- haber getiricinin doğal söylemine “şaka mı bu” şeklinde sorgulama tertipleniyor! Sizce?

Bu matefizik-matik dışı, sanat dostu enteresan postacı kişilik; salt akıl birimin-reddin- inkar ve şüphenin- kendine güvenin temsili bir sol lob aktivitesi, bir alt bilinç pratiği olan doktorla sorgulanıyor. Artık siz düşünün; Mişkin’in peygamberimsi gücünü, sanatın amacını ve yönetmenin senaryo yazım dilini. Elçileri düşünün yani, insanlığa gönderilen…

Çılgın hizmetçimizi (Maria- Eve gidiyor) dışarıda görünce, bir müddet sonra eve tekrar dönüyoruz.

Şimdi; daha önceki sahne ev içinde devam ederken, uçakların geçişi ile ilgili olan sallanmayı gösteremezmiydik. Yani neden birden Maria’yı görüp, ya da plan atlayıp evi geri döndük. Maria’nın suçu değil merak etmeyin, artık yeni bir gizli sekans başlamakta, ayrıca seyirciye bir zaman- mekan yanılsaması ile farklı bir anlatının gösterileceği işaretlenmektedir.

Uçakların oluşturduğu karmaşa da bay Postacı’nın rahatlığını, ev hanımının, evde kalan hizmetçinin ve Doktor’un enteresan hareketlerini, süt dökülmesini ve süt dökülmesi için yapılan kamera yanıltmasını (teknik örnek) dikkatle inceleyin. Bu plan ile birlikte farklı bir renk ile Alex karşımıza çıkıyor. Maket ev temsiline hitaben konuşur gibi, ingilizce olarak:

  • Kim yaptı bunu? Tanrılar mı? (Maket eve bakarak)

Bu metaforun temasını da artık size bırakıyorum. Yalnız bu plandan sonra göreceklerinizi hazırlayan birimlerin yalnızca Maria, savaş, insanların savaş haberi anındaki doğal hareketleri ve temiz, ak, beyaz güzelim sütün yere düşerek dağılması olduğunu düşünebiliriz. Eller günahkar, diller günahkar çünkü.

Maria’nın şefkatli yaklaşımları ile aydınlanan plan, Küçük Adam’ın aniden uyanması ve Otto ile Alex’in Adoration of the magi eseri (Jenerik) ile ilgili konuşmaları var.

  • Leonardo beni hep korkutmuştur! (Otto)

Tabi korkutur, kendi gerçeklerinden kaçan insanlık için sanat bir hatırlatma, ideali manen sabitleme ve paylaşma biçimidir. Hizmetçi Maria’nın temsili; Meryem (Tablodaki Bayan)- kutsal kase, rahim, masumiyet, saflık, maneviyat ve aslında din, tamamiyle teslimiyettir.

Maria’nın “Doğum Günü” kutlaması sözüyle  başlayan çılgın bir estrümental müzik hep duyuluyor ta ki kapatılana kadar, JVC aygıtından.

Neden ayna var ve neden müzik kapatılıyor. İnanılmaz bir sinema yapım sırrı var burada. Tüm dikkatleri üzerine çekiyor. Bunu iyi dinleyin; bütün zaman- mekan- algı ve mühürlenmiş zaman ayrıntıları ve Tarkovski’nin kendisi burada yatıyor. Anlayan ve hisseden için sinema yapım kaynağıdır burası. Sırdır biraz da, pek söylemez bilenler, var mı acaba bilen? ve neden söylemez…

Tarkovski seyirciyi filmden kopartmıyor. Müzik ve kurgu-ritmik olaylar silsilesi görüyoruz. Kopuk, atlamalı, alakasız ve renksiz. Geçişler, dinamik plan, statik plan sırasıyla…

Sürreal film yapısını keşfedip işte bu nokta filmin gerçek hikayesi değil diyeceğiniz anda (daha iyi bir zamanlama olduğunu düşünüyorum ve yapacağım) real yapı hemen yeniden kuruluyor. Tam işte saçmaladı, olaydan koptuk dediğiniz anda hemen size hikayeyi hatırlatıyor. (Kaplanoğlu- Yumurta- Kuyu ve Köpek Sahneleri, Adam- Balık Tutma)

Yakın plan içerisinde bir müzik çaların kapatılmasını isterseniz, ki amaç yalnızca aletin kapatılmasıdır, elleri ve düğmeyi gösterir ve kapatırsınız. Sonra yakına geçer mesela, kapatanı gösterirsiniz. İşte bu sırada kapatanın sürreal- real, yakaza- gerçek zaman, rüya- hayal, yaşam- rüya, gölge- ışık dengesi için Alex’i aleti kapatırken görür, Alex’in daha sonraki planlarda da olayların içinde varolduğunu gösterirsiniz. Kelimeler ile gerçekten zor anlatmak.

Eğer aleti kapatanın Alex olduğunu aynayla göstermeseydik; önceleri gösterilen konuyla alakasız gibi gözüken sahneleri direk rüya, hayal, sürreal bir saçmalama olarak algılayacak ve damgalayacaktık. Zaman içinde zaman dediği; mühürlenmiş zaman dediği, hem filmin kendi süresini hem de filmin sürreal süresini aynı birimmiş gibi kabullendirmektir. İyi izleyin, tüm film böyle bir kurguyla ayakta duruyor…

Bu sırrı dünyada gerçekten çok az kişi uygulamaktadır dikkat edin! Bergman ve Tarkovski kapısının anahtarı diye bahsettiği, Tarkovski’nin içerde el sallayarak gezdiği alan bu işte!!!

Savaş, sanat gibi insanları ölüme algıca yaklaştıran bir durum mudur? Savaş olacak olmasaydı ki, nükleer olması her şeyin sonu demektir, insanlar yine aynı sıradan ve bilinçsiz hayatlarını yaşamaya devam mı edeceklerdir? Ölüm ve korkusu, sanat ve yaşam. Ölümü hatırlatan bir farkındalık mıdır sanat, savaş mıdır kendisi!

Tüm ev halkı kendinden geçerken Alex herkese doğum gününü hatırlatmaktadır. Garip değil mi, laylaylom yapan ev halkı- insanlık, korkusundan masanın etrafına birlik olacak şekilde toplanmıştır. Ne oldu pastalar, gezintiler, eğlence?

  • Bu benim; kişisel, yönetmence yorumumdur ki; Tarkovski bu masa sahnesinde Otto’yu bu kadar korkak halde vermemeliydi, sürreal sahnenin içinde veya real sahnenin içinde dahi olsa Otto süt sürahisi kırılmasındaki gibi, olanları tınlamaz konumda olmalıydı. Ya da süt sahnesinde de Otto’nun hafif de olsa telaşını görmeliydik.
  • Montaj tekniği örneği; Tarkovski gibi yönetmenlerinde, haberin televizyondan verildiği sahnede, TV’yi göstermek için plan devamlılığı bozduğunu görebilirsiniz. Otto yer değiştiriyor. O yüzden bu tür hatalarınıza çok kızmayın.

Alex’in “Hayatı boyunca beklediği şey”, filmin tümüdür. Kurbandır, yakınlıktır, fedekarlıktır, arınmaktır.

Otto’nun sarılmak istemesi ile! (Otto teslimiyeti temsil ise) evin hanımı çıldırıyor, ve ingilizce konuşmaya başlıyor. Neden sinirlenince ingilizce konuşuyor acaba! Korku insanı yaban bilgilerden, entelekt kopukluklardan ayırıyor mu acaba? Londra’yı, ana rahmini mi hatırlatıyor acaba!

Aşı olan anne, kız ve Doktor, bir de evin hizmetçisi Julia var? Julia aşı olmayı kabul etmiyor. Doktor “sen de ister misin” diyince! Bunlar da alt metinin gizli temeları…

Otto ve Alex içki keyfinde o sıralar! İlgilerini çekmeyen konular oluşuyor.

Viktor’un bir anda sesinde bir kısılma oluyor. Belki gerçekten çekim sırasında kısılmıştır, metaforik değildir. 🙂 Alex’e aşıyı soruyor, Alex ise bu uyuşturma metaforunu içkiyle yer değiştirerek kabul etmiyor. Dışarı çıkıp düşüncelere dalıyor. Arkadan gelen seslerde ise Doktor ve Evin Kızının beraber bir yere gideceklerinden bahsediliyor!

İşte Kadın ve Tarkovski, Adam filmimdeki abla Sahnesi, itiraflar ve kurtuluş, egodan ve gururdan vazgeçme , kadın ve itaat konularını içeren bir uzun diyalog sahnesi. Telefon kesik, savaş etkisi reel olarak devam ediyor yani!

  • Birisine işkence edeceksiniz, Bay Alex’e ya da bana edin. Farketmez! (Evin kadınına söylüyor)

Bakar mısınız, evin hizmetçisi Julia ne dedi.

Kadın ve Tarkovski- iki farklı kadın davranış şekilleri; hangisinin doğru yolda olduğu hakkında gizli metaforik söylemler- erkek ve Kadın işte tüm filmi Kurban ismini almaya iten nedenlerden bir tanesi. Dikkate değer planlar topluluğu…

Eğer Tarkovski hayatında bu kadın davranışları konusunda müzdarip olduğu bir örnek yaşamamış olsaydı ya da en azından analiz edecek bir ortamda bulunmamış olsaydı,  bu kadar reel bir kadın kişilik betimlemesi yapamazdı. (Stalker’ın karısı, Mirror- Bilin Bakalım Kim, Kurban- Evin Kadını ve Maria ikileşmesi)

Silahın doktorun çantasından Alex tarafından alınması ile devam edeceğiz…